25 Nisan 2016 Pazartesi

Behzat Ç: Bende Bit(e)meyen Bir Serüvenin Adı


Bazı insanların dizi-sinema kültürü vardır. Nasıl özenirim anlatamam. Bende zerrece yoktur çünkü o kültürden. Bir ortamda tipik Amerikan dizilerinden bahsederler, her bölümünün birbirinden heyecanlı olduğunu söylerler, ben sohbete hep Fransız...

Bunun sebebi, bir şeye saatlerce konsantre kalamamam belki. Sürekli hareket etmek zorundayım, sürekli bir heyecan bulmak zorundayım. Bir eski Türk filmlerine bayıldım şu hayatta, bir de Behzat Ç'ye... Bir ara Game of Thrones izlemeye çalıştım, denedim, izledim de... Ama cık... Kesilen boyunları, çıkarılan gözleri bünyem kaldırmadığından olsa gerek, kabak tadı verince bıraktım Stark katliamı sonrası :)

Behzat Ç'yi ilk izlediğimde, taze avukattım. O zamanlar tabii iş seçme şansımız yok, ne iş olursa yapıyoruz hesabı, devletten gelme ceza dosyalarını takip ediyordum yoğunluklu. Gündüzlerimin gecelerimin Emniyet Genel Müdürlüğü'nde, karakollarda sonlandığı oluyordu aniden gelen telefonlar nedeniyle. İşte bu diziyle de tam o dönemde tanıştım. 

1- Dizi Ankara'da çekiliyor,
2-Emniyetin daha samimi anlatıldığı ikinci bir dizi görmedim,
3-Bu dizide her şey doğaçlama...

Sanırım anahtar kelime samimiyet olunca, bu dizi beni içine nasıl çektiyse, sanki Behzat Ç amcam, Harun kuzenim, Akbaba ve Hayalet de kankilerim oluverdi. İzlemekten bıkmak bir yana, gözümü alamadığım bugüne dek tek dizi olmuştur Behzat Ç. 

Her gün geçtiğimiz sokaklarda çekilmesi de cabası. Dün rakı içtiğiniz mekanda, bir bakıyorsunuz dizinin yeni bölümü geçiyor. Kısacası, istisnasız yerli diziler içerisinde en başarılı bulduklarım arasında ilk üçtedir Behzat Ç. Daha öncesinde de bir Süper Baba oldu hayatımda, bir de Perihan Abla. Samimi diziler seviyorum ben belli ki...

O kadar ki, Behzat Ç bitti biteli, başka hiçbir dizi izlemedim, şaka değil :) 


Geçtiğimiz aylarda, bu diziyi hiç izlememiş bir avukat arkadaşıma önerdim. Dedim YouTube'dan lütfen bir-iki bölüm izle...

Önyargılıydı kendisi, izlemem filan dedi önce. Sonra başlamış izlemeye... Kaç bir-iki bölüm... Bizimki bir baktım 55'e gelmiş, derken diziyi bitirmiş :) Bende bir kıskançlık hasıl oldu anlatamam. Behzat Ç izlememiş ve en baştan izleyen şanslı bir insan vardı karşımda. Derken ben de başladım baştan izlemeye. Mümkün olduğunca günde bir bölüm, bazen bir bölüm iki günde.

Dizi derken Amerikan dizileri tarzı da değil üstelik. Bir bölümü 1 saat 40 dakika sürüyor. Haliyle durum bu olunca, evde Ipad'le gezer oldum. Mutfakta, yatakta, salonda habire Behzat Ç önümde. İzlemek için bir hafta beklemek gerekmemesi de cabası. 

Onu da geçtim, diziyi nasıl bir sindirerek izlediysem, kaç kere rüyalarıma girdi :) 

Bu haftasonu da yine 4 bölüm birden hakladım ve 62. bölüm de dün itibarıyla bitti. 

37 bölüm kaldı demek oluyor bu ve ben şimdiden üzülüyorum. 

Dün izlediğim 61. bölümde, Behzat Ç ve savcı Esra'nın nikahı vardı :) Baktım tam bir ay sonra benim evleneceğim yerde, en sevdiğim dizinin karakterleri de evlenmiş. Nikahım iyice bir heyecan verdi bana, içim kıpır kıpır oldu bir anda...


Tunalı Hilmi'de oynanan Ankara havasından, Cinnah caddesindeki düğün konvoyuna kadar, her detay nasıl güzel olabilir ki bir dizide?

Hala bu diziyi izlemeyen Ankara'lı var mı sahiden aranızda?

Önyargılarınızı yıkın, kendinize müthiş bir iyilik yapın ve bence bu diziyi YouTube'dan izlemeye başlayın...

Herhalde bin bölüm çekilse bin bölüm izlerdim, herhalde ertesi gün ÖSS olsa ve bu dizi geceyarısı yayınlansa, oturur izlerdim. Bende öyle derin, öyle güzel, öyle istisnai bir yeri var bu dizinin... 

Çok fazla şey söyler ve yazarım hakkında ama, izlememiş olanlara ipucu vermek istemiyorum hiç. Bu dizide her karakter, kendi bazında ele alınıp değerlendirilmeli. Ne kadar hayatın içinden insanlar olduklarına hayret edeceksiniz emin olun...

Her güzel şeyin kısa sürmesi gibi, 100 bölüme ulaşamadan bu güzel dizi de "bazılarının sinirini bozup" kaldırıldı yayından... Ne değişti derseniz, hiçbir şey... Dizi efsane oldu kaldı yüreklerimizde. Ekşi sözlüğü açıp okursanız, bana hak verirsiniz sanıyorum. Hakkında bu kadar konuşulan ikinci bir Türk dizisi yok :) 

Pek çok dizi var görüyorum yıllardır kanallarda dönüp duruyor. Kimseye haksızlık etmek istemem, polisiye diye birine gözüm ilişti... Yok anacım, samimiyetin S'si yok dizide. Dedim böyle polisiye olmaz, ben bunu izlemem :) 

Amirimi ve dizi ekibini çooook özledim çok... İyi ki teknoloji var da, oturup en baştan izleyebiliyorum. Beni bugüne kadar hiçbir şey böyle hipnotize etmedi. 

Hayatıma yıldızlar katan yegâne dizidir bende Behzat Ç... Bitmeyen bir serüvendir ayrıca. Evde sıkılıp duruyorsanız, kanalların sıkıcılığında boğuluyorsanız, şiddetle tavsiyemdir. 

Hayatınıza yıldızlar katmak için izleyin ve beni anın :) 

Herkese mutlu haftalar !



1 yorum: